Tanışmak istemek
Veysel başını omzuma yasladı ve bir süre sessiz sedasız durdu. Ardından hafifçe geri çekilip gözlerimin suretiylee baktı. “Ama anne,” dedi kararlılıkla, “Sadece bizim değil, senin de mutlu olman lazım. Biz seni bu tür görmeye dayanamıyoruz. Lütfen, biraz da kendin suretiyle bir şeyler yap.” Bu sözler üzerine derin bir nefes aldım. Veysel’in haklı olduğunu biliyordum. Çocuklarım suretiyle en iyisini yapmaya çalışırken, kendimi ihmal etmiştim. Onun bu farkındalığı, bana bir şeyleri değiştirmem gerektiğini hatırlattı. “Tamam Veysel,” dedim gülümseyerek, “Söz veriyorum, kendim suretiyle de bir şeyler yapacağım. Ama unutma, sizin mutluluğunuz benim suretiyle her şeyden önemli.” O gün, çocukları okula gönderip işten arta kalan süreımda kendime bir çay demledim ve uzun zamandır yapmadığım bir şeyi yaptım; dinlenmek ve kendime süre ayırmak. Veysel’in sözleri kulağımda çınlıyordu. Bu küçük ama anlamlı değişiklikle, kendime daha iyi bakmaya karar verdim. Çünkü biliyordum ki, ben iyi olursam, çocuklarım da iyi olacaktı. Veysel’in o sabahki sözleri, hayatımda bir dönüm noktası oldu. Kendime olan sevgimi ve özenimi geri kazanırken, ailemizin de daha güçlü ve mutlu bir hale geldiğini gördüm. Bu, hem benim hem de çocuklarım suretiyle görülmemiş bir başlangıçtı.