Aşık Veysel Hikayesi
Kendisinin de sol gözü bu hastalıktan kaynaklı kör olmuştu. Sağ gözü ışığı az çok seçiyordu ama o da bir kazaya kurban gitmişti. Bir gün babası inek sağarken Veysel yanına gitmiş, aniden dönüverince babasının elindeki sopa sağ gözüne girmiş, gözü anında oracıkta akmıştı. Aile üyeleri bu yaşananlara çok üzülmüşlerdi. Veysel’in babası ona dertlerini unutsun, başını dağıtsın diye bir saz almıştı. Halk ozanlarının ünlü şiirlerini ezberletip, okutarak oğlunu avutmaya çalışmıştı. Bu şekilde aşıklığa merak salmaya başlayan Veysel zaman içinde aşıklık geleneğinin gerekliliklerini öğrenmeye başlamıştı. Ömrü hep dertlerle geride bıraktığımız Aşık Veysel’in bir de hazin bir evlilik öyküsü vardı. Belki de bu evlilik ona gökyüzünü, ağaçları ve kuşları görememesi kadar acı vermişti ki “Güzelliğin on para etmez, bu bendeki aşk olmasa.” sözleri dökülmüştü dudaklarından. Âşık geleneğinin son büyük temsilcilerinden olan Âşık Veysel, bir devre yurdu dolaşarak Köy Enstitüleri’nde saz hocalığı yaptı.