Erdoğan’ın Arkasındaki Güç: Türkiye’nin Siyasi ve Ekonomik Dengeleri
Türkiye’nin siyasi arenası, son gelişmelerle birlikte yeni bir dönüm noktasına geldi. Özellikle uluslararası ilişkilerdeki dengelerin yeniden şekillendiği bu süreçte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gücünü nereden aldığı ve Türkiye’nin ekonomi-politiğini nasıl yönlendirdiği merak konusu.
Erdoğan’ın Küresel Denge Stratejisi
Son yıllarda Türkiye’nin dış politikası, Batı ve Doğu arasında hassas bir denge kurma üzerine inşa edildi. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Rusya ile gelişen ilişkiler, bu sürecin en dikkat çeken noktalarından biri. Erdoğan, Washington ve Moskova arasında çok boyutlu bir politika izleyerek, Türkiye’nin stratejik konumunu güçlendirmeyi amaçlıyor.
Özellikle, ABD’nin eski başkanı Donald Trump dönemi ile birlikte, Türkiye-ABD ilişkilerinde farklı bir dönem başladı. Trump ile Erdoğan arasında kurulan ilişkinin, Türkiye’nin küresel sahnede elini güçlendirdiği söylenebilir. Ancak, ABD yönetiminde Joe Biden dönemine geçişle birlikte, bu dengelerin yeniden değiştiği ve Türkiye’nin Batı ile ilişkilerinde yeni bir sayfanın açıldığı gözlemleniyor.
Ekonomik Dengeler ve Siyaset
Türkiye’nin iç politikasında ekonomi, belirleyici bir faktör olarak ön plana çıkıyor. Mehmet Şimşek’in ekonomi yönetiminde aldığı kararlar, piyasalarda belirsizlikleri azaltmaya yönelik adımlar içeriyor. Ancak, iç siyasi gerilimler ve muhalefete yönelik sert söylemler, ekonomik dengeler üzerinde de etkili oluyor.
Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması gibi gelişmeler, siyasi atmosferin daha da hareketlenmesine neden olurken, bu tür olaylar, Türkiye’nin ekonomik gidişatını da doğrudan etkileyebilir. Türkiye’ye yabancı yatırım akışının ve döviz kurlarındaki oynaklığın, siyasi istikrar ile doğrudan bağlantılı olduğu biliniyor. Bu nedenle, iç siyasetteki dalgalanmalar, ekonomik göstergelere de yansıyor.