Karım beni kendi elleriyle hatalıa itti ben çok düzgün bir adamdım eşini seven çocuklarına bağlı katiyen ona hatalı gerçeklştirmeyi düşünmüyordum karım bana devamlı arkadaşlarının çok güzel olmasından bahsediyordu bilhassa eşleri ile mutsuz olanlarda olanları anlatıyordu beni ilgilendirmiyor Anlatma bana bunları desem de bir vakit sonra gene anlatmaya başlıyor idi bir gün en yakın dostu Ceylan ağlayarak bize geldi eşiyle çok kötü bir münakaşa yaşamış bir adet çocuğunu da almış bize geldi birkaç gün sizde kalabilir miyim Lütfen dedi Eşim de bana hiç sormadan Tabii ne demek istediğin kadar kalabilirsin dedi vakit içersinde anlismim ki çok keyifli bir kadındı Esasında gülmeyi Seven giyinmeyi bilen yalnızca değerini bilmemişti kocası tam bir hafta geçmişti aradan hala bizdeydi birlikte çok güzel vakitler geçiriyorduk bir gün eşimin annesi rahatsızlandı acil onun yanına gitmesi gerekiyordu Ben eşimi götürmek amacıyla tam Kapıdan çıkarken eşimin dostu Kolumdan tutup geri ileriki misin dedi Ben de Hayır gelemem eşimi Yalnız bırakamam dedim ve gittim eşimin annesini hasadetye götürdük serum takıldıktan sonra bir vakit sonra eve geri geldik ama eşim annesini yalnız bırakamayacağını ifade etti bana da sen eve git evde konuk var Ayıp olur dedi Ben de Peki o vakit dedim ve eve gittim eve girdiğimde bir ağlama sesi geliyordu eşimin dostu Ağlıyordu kocası aramış gene tartışmışlar beni görür görmez yanıma geldi Sen çok iyisin keşke senin gibi bir eşim olsaydı dedi ona biraz teselli ettim konuştum sonra bana döndü senden bir şey isteyeceğim ama bu yalnızca aramızda kalacak dedi bana söz ver dedi..
Evin içersinde sessizlik hakimdi. Eşimin dostu Ceylan’ın gözlerinden yaşlar süzülüyordu, ifade ettikleri kafamda yankılanıyordu: “Keşke senin gibi bir eşim olsaydı.” O an ne yapacağımı bilemedim, ortada kalmıştım. İçimde bir vicdan muhasebesi başladı; eşime olan sadakatimle Ceylan’ın acısına karşı duyduğum acıma arasında sıkışmış gibiydim. Sonra Ceylan bana döndü, gözlerindeki hüzün konumunu bir diğer ifadeye bırakmıştı. “Senden bir şey isteyeceğim,” dedi, sesi titriyordu. “Ama bu yalnızca aramızda kalacak. Söz ver, kimseye söylemeyeceksin.” Bana doğru bir ismim attı, o an kalbim süratle atmaya başladı. İçimde bir şeylerin hatalı olduğunu biliyordum ama gene de onun ifade ettiklerini merak ediyordum. “Tamam,” dedim, ne istediğini bilmeden. Söz vermek o kadar da zor gelmedi o anda, zira ne söyleyeceğini bilmiyordum. Fakat içimde bir huzursuzluk vardı. “Sana ihtiyacım var,” dedi. Bir an duraksismim. “Beni yalnız bırakma. Bu evde, bu durumda, senin varlığın bana iyi geliyor.” Sözleri kulağımda yankılanırken içimde bir çatışma başladı. Ona yardım etmek mi, yoksa bu hali hatalı bir yola sürüklememek mi? Eşimin dostunın bana karşı hissettiği şeyin ne olduğunu o an net olarak kavramaya başlamıştım, ancak hadiseler öyle süratle gelişti ki ne yapacağımı bilemedim. Gecenin gelişen saatlerinde Ceylan bana daha çok yaklaştı, onun acısını paylaşmak isterken kendimi bir anda sınırları zorlayan bir halin içersinde buldum. Akşam, hadiselerın daha da sarpa sardığı bir duruma dönüştü. İkimizin de sınırları aşmaya çok yaklaştığı o an, içimde bir yerde durmam gerekliliğini biliyordum. Ama ne yazık ki, o an hislerim ve dürtülerim daha baskındı…