Dolar 38,1205
Euro 43,6117
Altın 4.038,50
BİST 9.380,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20 °C
Az Bulutlu

Kıskançlık, Sevgiyi Gölgeledi: Doğum Gününde Gelen Acı Sürpriz

Kıskançlık, kimi zaman sevginin bir yansıması gibi görünür. Ancak sınır aşıldığında, en güzel duyguları bile paramparça edebilir. Tıpkı geçtiğimiz günlerde yaşanan bu trajik olayda olduğu gibi…

İsmi açıklanmayan bir adam, eşine olan yoğun sevgisini kıskançlıkla harmanlamıştı. Öyle ki çalıştığı işyerinde yemek verilmesine rağmen, her öğle arasında kilometrelerce yolu göze alıyor ve evine dönerek eşiyle birlikte yemek yiyordu. Ancak bu davranışı, sadece bir özlemin değil, aynı zamanda bir denetimin göstergesiydi.

Kadın, eşinin bu davranışını sevgiyle açıklarken, adam aslında her gün onu gözlemliyor, kontrol altında tutuyordu. Ta ki o güne kadar…

Öğle arasında yine eve dönen adam, bu kez eşini evde bulamadı. Odanın kapılarını tek tek açtı, salonu, mutfağı, banyoyu… Her yer sessizdi. Kadının telefonu kapalıydı. Kalbinde bir sızı, zihninde ise şüpheyle doldu: “Kesin beni aldatıyor.”

Saatler geçtikçe endişesi öfkeye dönüştü. Aile bireylerini, arkadaşlarını, komşularını aradı. Kadını gören olmamıştı. Gün battı, gece çöktü ama kadından hâlâ haber yoktu.

Sabahın ilk ışıklarıyla boşanma kararı aldı. Avukat arkadaşına giderek dava başvurusunda bulundu. Ardından eve döndü, eşine ait ne varsa yok etti. Giysileri yaktı, takıları dağıttı. Duvarda sadece bir sevgililer günü kartı kaldı:
“Hep seninim… Hep senin kalacağım.”

Bu sırada gelen bir telefon, tüm duyguları altüst etti.

Arayan hastanedendi. İki gün önce trafik kazasında ağır yaralı olarak getirilen genç bir kadın, bugün bilincini kazanmış ve ilk söylediği isim eşi olmuştu. Adam, şaşkınlıkla yığıldı olduğu yere. Kafası karışık, duyguları karmakarışıktı.

“Hastaneye gitmeli miyim?” diye düşündü. Ardından öfkeyle kalktı, “Yüzüne tükürmeden rahat edemem,” dedi ve sokağa fırladı.

Hastaneye vardığında, doktorun başını öne eğerek söylediği o iki kelimeyle yıkıldı:
“Başınız sağ olsun.”

Aldatılmadığını, ihanete uğramadığını, aksine eşinin son nefesine kadar kendisini sevdiğini artık çok geç öğrenmişti.

On gün boyunca evinden dışarı çıkmadı. Duvara asılı duran o kartın karşısında, her gece saatlerce oturdu. Ve bir sabah, kapı çaldı. Gelen bir kargo görevlisiydi.

“Doğum gününüz kutlu olsun efendim,” dedi genç kurye. “Eşiniz 10 gün önce bu hediyeyi teslim etmemizi istedi. Çok şanslısınız.”

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.