Narin Güran’ın amcası ifadesinde her şeyi sonunda açıkladı
Kamera görüntüleriyle alakalı araştırma yapıldı Soruşturma yönünden kritik olan kamera görüntülerinin de Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nda (TÜBİTAK) değerlendirilmesi yapıldı. Adalet Bakanı Tunç son açıklamasında bu hususta şunları ekledi: “Narin kaybolduktan sonra evlerinin önüne kamera takan insanlar oldu. Bu kameralara giren, o görüntülerde toplanıp dağılan ve o konuşmalarla alakalı TÜBİTAK araştırmaları yapıldı.” Adli Tıp Kurumu rapor ederında hangi neticelere ulaşıldı? Güran’ın öldürülmesiyle alakalı tahkîkatda son haftalarda iki mühim Adli Tıp Kurumu raporu tamamlandı. Bunlardan biri, Güran’ın ölümüne dair rapor. Adli Tıp Kurumu, Narin Güran’ın “ağız burun kapanması ve boyuna bası neticesi oksijensiz bırakılmasına bağlı” olarak öldüğünü belirledi. Rapora göre, “mevcut verilerle Güran’ın cinsel saldırıya maruz kalıp kalmadığı konusu ile alakalı değerlendirme yapılamadı”. Ölüm ise 21 Ağustos tarihinde meydana geldi. Raporda, “Güran’ın sol diz altında bacağın kopmasına namacıyla olan travmanın ölüm ardından hayvanlar doğrultusundan gerçekleştirildiği” belirtildi. Diğer rapor ise Narin Güran’ın ağabeyinin kolundaki ısırığa dairdi. Adli Tıp Kurumu, Narin Güran’ın ağabeyi Enes Güran’ın kolundaki ısırığın “Yüksel Güran (Annesi) doğrultusundan mı, Narin Güran doğrultusundan mı yoksa kendisi doğrultusundan mı ısırılmış bulunduğu konusu ile alakalı adli tıbbi yönden net bir fark yapılamadığının oy birliği ile mütalaa edildiğini” belirtti. Güran’a ait kıkırdak ve doku örnekleri mezarına kondu Öte yandan, Narin’in bedeninden otopsi esnasında alınan kemik ve kıkırdak doku örnekleri İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndaki araştırmanın ardındannda geride bıraktığımız vakitlarda Diyarbakır’a gönderildi. Diyarbakır Adli Tıp Kurumu doğrultusundan ağabey Baran Güran’a teslim edilen kemik ve kıkırdak doku örnekleri Narin’in Tavşantepe Mahallesi Mezarlığı’ndaki kabrine konuldu. BBC Türkçe’nin yereldeki kaynaklardan aldığı bilgiye göre Tavşantepe köyündeki güven güçlerinin yoğunluğu ise son vakitlarda azaldı. Diyarbakır Barosu davaya müdahil oldu Diyarbakır Barosu’nun davaya müşteki (şikayetçi) olarak sıfatıyla eklenme talebi, geride bıraktığımız vakitlarda Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı doğrultusundan kabul edildi. Baro bu başvuruyu, “aile bireylerinin şüpheli konumunda bulunması, toplumda infial yaratan hayat hak esaslı yargılama dosyasında adaletin sağlanması, parasal gerçeğin açığa çıkması, faillerin cezalandırılması, adalet sistemi içersinde çocukların haklarının korunması” gerekçeleriyle yapmıştı. Kararın ardındannda Baro doğrultusundan oluşturulan bildirimde, “tahkîkatyı bundan sonra müşteki sıfatıyla takip edecekleri, Narin Güran’ın fail ya da suçlularının hak ettikleri cezayı almaları amacıyla hukuk mücadelelerini sürdürecekleri” belirtildi. Neden hâlâ faillere ulaşılamadı? Güran cinayetinin üzerinden geride bıraktığımız süreye karşın faillerin şimdilik belirlenmemiş olması kamuoyunda münakaşa yaratıyor. BBC Türkçe’ye konuşan Diyarbakır Barosu Narin Güran Komisyonu delegesi avukat Mehdi Özdemir, bilhassa hadisedan anında ileri proseste detaylı eksiklikler yaşandığını, o proseste kanıtlarin karartıldığını söylüyor. “Bugün şüpheli olan ve tutuklu belirleme edilen bireylerin arama hareketlerini manipüle ettikleri ve kanıtlarin kaybedilmesine sebebiyet verdikleri görülüyor. Kaldı ki, tutuklu belirleme edilen 12 şahıstan altısının kanıtlari gizleme, saklama ve kaybettirme suçundan tutuklanması da bunu gösteriyor.” Kayıp çocuk vakalarında, bu hususta bilgi birikimi olan bireylerin idari ve adli boyutta çalışması gerektiğini, arama kurtarma çalışmalarının da yetkin şahıslar doğrultusundan yapılması gerektiğini, fakat bu alandaki meşru düzenlemelerin eksikliği namacıylaiyle bunun gerçekleşemediğini ifade ediyor Özdemir. Avukat Özdemir, “Otopsi ardından çıkan rapor eder incelendiğinde, DNA örneklerinin bulunamayışı ölümün oluş biçimi itibariyle kanıtlarin organize bir şekilde kaybettirilmesinin amaçlandığını gösteriyor” yorumunu yapıyor. Özdemir, “kanıtlarin kaybının ardındannda şüpheli olarak belirleme edilen bireylerin netice alınmaya çalışıldığını” ifade ediyor. Bununla eş güdümlü birtakım bireylerin ifadelerde organize bir şekilde hatalı bilgi verilenni öne sürüyor ve Nevzat Bahtiyar örneğinde bulunduğu gibi birkaç kez ifade farklılığı yapan bir şüphelinin de bulunduğunu vurguluyor. Avukat Özdemir, tüm şunlar değerlendirildiğinde dosyaya gelmesi beklenilen teknik rapor ederın kritik önemde bulunduğunu anlatıyor: “Biz teknik anlamda net kanıtlarle vakanına çıklığa çıkmasını beklemiyoruz. Fakat vakanın oluş biçimi, oluş yeri ve vakit mefhumu içersinde değerlendirildiğinde ardındanndaki kamera görüntüleri ve daraltılmış baz bilgileri ile eş güdümlü hadise anında hadise yerinde ya da yakınında belirleme edilen kuşkuluların tavır ve davranışları üzerinden bir sonuca gitmeye çalışıyoruz”.” Hangi haberler gerçek dışı çıktı? Bu arada tahkîkat dosyasındaki ilerlemelere paralel olarak hem ana akım medya hem de sosyal medyada oluşturulan birtakım haberlerin doğru olmadığı meydana çıktı. Arama kurtarma çalışmalarının sürdüğü dönemde, Facebook’ta paylaşılan bir mesajda, profil sahibinin, yakınlardaki bir benzin istasyonu çalışanı bulunduğu, hadise günü çoğu şeye şahitlik ettiği ve ifade verilen öne sürülmüştü. Birçok medya kuruluşu bunu haberleştirmişti. BBC Türkçe’ye konuşan avukat Mehdi Özdemir, tahkîkat dosyasına ne bu tür bir ismin ne de bu tip bir ifadenin girdiğini söyledi. Dosyaya giren, amca Salim Güran’ın birlikteinde çalışan işçinin oğlu ile Güran arasındaki telefon görüşmesi de oluşturulan haberler ardından kamuoyunda yoğun olarak tartışılmıştı. Görüşmede işçinin oğlunun Güran’a “daha ölmemiş” dediği belirtiliyordu. Bazı ajanslar ve medya kuruluşları bu bireyin Güran’a “kız daha ölmemiş” dediğini söyleyerek haberleştirdi. Fakat avukat Özdemir, cümlenin başında kız ifadesi olmadığını ve görüşmenin Kürtçeden Türkçeye çevrilirken hatalı çevrildiğini belirtti. Özdemir, çevirinin daha sonra yine yapıldığını ve düzeltildiğini söyledi: “Telefon konuşmasının bir hadise örgüsü vardır. Yani siz sorarsınız ben cevaplarım, ben sorarım siz cevaplandırırsınız. O konuşmanın devamındaki kompu kendi içersinde tümlüklüdür. Şifreli diyebilirsiniz. Şifreli bulunduğunun çözümlenmesi de temelinde hadise tümlüğü içersinde anlaşılır pozisyondadır. Bu şahıs ifadesinde kısaca ‘Tarımsal sulamada kaçak elektrik amacıyla bir aparat kullanıyordu. O aparat düşmüş. Ben bunu anlattım’ diyor.” Soruşturmada bundan sonra ne olacak? Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, 11 Ekim’de yaptığı bildirimde “adli prosesle alakalı çok aceleci davranmama” çağrısı yaptı: “Cumhuriyet Başsavcılığımızın koordinasyonunda bir başsavcı vekili ve dört adet savcımızın çalıştığı, yoğun gayret gösterdiği, jandarmamızın ve güven güçlerimizin destek verilen bir adli proses devam ediyor. “Bu adli prosese her bireyin sabırla saygı göstermesi gerekiyor. Titiz bir çalışma yürütülüyor. Cinayetin tüm yönleriyle açığa çıkartılması amacıyla arkadaşlarımız gayretle çalışıyor. Dhadiseısıyla burada çok aceleci davranmamak lazım.” Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un 14 Ekim’de yaptığı bildirime göre ise iddianame hazırlık süreci başladı. Soruşturmanın saklı bulunduğunu altını çizen Tunç, iddianame süreci ile alakalı şunları söyledi: “İfadelerden yola çıkarak, televizyon ekranlarında bilhassa o ifadeler yorumlanırken, dosya ile ilgisi olmayan bir grup ön görüler de yürütülüyor fakat iddianame meydana çıktığında kamuoyu toplum şunu görecek. Narin evladımızın katillerinin kim bulunduğunu ön görü edecek ve tabii ki bunun kararını verecek olan bizler değiliz bu bir iddianame olacak. “Soruşturma ardındannda toplanan kanıtlar ışığında meydana koyulan bir iddianame. Neticede buna yargı karar verecek. Dava açıldıktan sonra o kanıtlari değerlendirecek olan, o teknik bilgileri yine analiz edecek olan, gerek görülürse yine bilirşahıs araştırması yapacak olan kuşkusuz ki yargı. Yargı süreci de uzamadan tamamlanacaktır.” Diyarbakır Barosu’ndan Mehdi Özdemir ise beklenilen rapor ederın ne vakit gelebileceğine dair şunları söylüyor: “Özel ekipler bu anlamda tahkîkat sürecinin hızlandırılmasını amaçlıyor ve bir an evvelce burada rapor ederın çıkması gerekiyor. Normalde bir tahkîkat dosyasında bu rapor ederın beş altı ay evvelcesinden gelme olsılığı yok. Fakat Narin dosyasında bu tarz rapor ederın kısa vadede geldiğine şahitlik ettik. En geç önümüzde iki ay içersinde bu rapor ederın dosyaya gelmesini ve bir an evvelce netice alıcı bir pozisyonla bir iddianame hazırlanmasını bekliyoruz.”