Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşması esnasında “Gemiler Gazze’ye b*m-ba taşıyor” şeklinde slogan atarak protesto yapan…Protesto, TRT World Forum’daki konuşmasında Erdoğan’a karşı gerçekleştirildi. Gençlerin bu eylemi, ülkede ifade özgürlüğü ve demokratik haklar tarafından kaygıları artıran bir ilerleme olarak değerlendirildi. Özgür Özel: “Demokrasinin Düşüşü” Cumhuriyet Halk Partisi ( CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, gençlerin tutuklanmasının sonrasında sert bir açıklama yaptı. Özel, tutuklamaların, Türkiye’deki demokrasinin geldiği vahim noktayı gözler önüne serdiğini belirtti. CHP lideri, protesto hakkının esas bir insan hakkı bulunduğunu vurgulayarak, “İfade haklarını kullanan gençler serbest bırakılmalıdır” dedi. Ayrıca, “Bir ileri Cumhurbaşkanımızın yönetiminde protesto hakkını kullanan hiç kimse tutuklanmayacak” şeklinde bir taahhütte bulundu. Ekrem İmamoğlu: “İki Yüzlülük Protesto Ediliyor” İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, protestoya katılan gençlerin tutuklanmasını şiddetle kınadı. Filistin’deki zulme karşı sesini yükselten 9 gencin tutuklanmasının “vicdanları yaralayan bir hukuk garabeti” bulunduğunu ifade etti. İmamoğlu, “Bu gençler, ülkedeki iki yüzlülüğü protesto ediyorlar ve sizden korkmuyorlar” diyerek protesto eden gençlerin cesaretini savundu. Fatih Erbakan: “Hukuksuz Karar Kabul Edilemez” Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan da tepkisini dile getirenlerden biriydi. Erbakan, protesto eden gençlerin demokratik haklarını kullandıkları durumda tutuklanmalarını “hukuksuz” olarak nitelendirdi. Protestocuların kimseye hakaret etmediklerini, şiddet kullanmadıklarını bildiren Erbakan, delillerin karartılma riski olmadığını ve tutuklanacak rastgele bir namacıyla bulunmadığını savundu. Bu halun, “toleranssız ve şefkatsiz bir yaklaşım” bulunduğunu belirterek, tutuklama kararının kabul edilemez bulunduğunu söyledi. Özgür Çelik: “Cesaretiniz Varsa Hepimizi Tutuklayın” CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ise sosyal medyada yaptığı açıklamada, Filistin davasını “siyaset amacıyla kullananları” eleştirdi ve gerçek Filistin savunucuları olan gençlerin tutuklanmasını kınadı.
“Cumhurbaşkanı’na soru sormak suç mudur? Filistin’i desteklemek suç mudur?” diyerek gençlerin haksız yere tutuklandığını belirtti. Çelik, “Gücünüzü gençler üzerinde sınamayın, cesaretiniz varsa gelin hepimizi tutuklayın” şeklinde alan okudu. Mahmut Arıkan: “Ticaretin Kesilmesi Gerek” Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan da protestoya katılan gençlere destek vererek, “İsrail’e giden petrolü durdurun” şeklindeki taleplerinin hiçbir suç içermediğini ifade etti. Arıkan, “Gençlerimizin hangi cümlesi hakaret içeriyor?” diyerek, tutuklama kararını eleştirdi ve İsrail ile olan ticaretin mutlaka sonlandırılması gerekliliğini belirtti. Erdoğan’a Tepkiler ve Hukuk Devleti Tartışmaları Cumhurbaşkanı Erdoğan, protesto esnasında “Gemiler Gazze’ye bomba taşıyor” diyerek eylemi sağlayan gençlere karşı sert bir şekilde karşılık verdi. Erdoğan, “Siyonistlerin dili olma” diyerek protestocuları amaç aldı ve bu hal büyük bir münakaşa yarattı. Protestoyu sağlayan 9 genç, gözaltına alındı ve tutuklandı. Tutuklama kararları, Türkiye’deki hukuk devleti, ifade özgürlüğü ve demokratik haklar konusu ile ilgili mühim bir gündem oluşturdu. Protesto Olayının Gelişimi ve Sonrası Olayın gelişimi, Erdoğan’ın konuşması esnasında protesto yapmaya başlayan iki gencin sonrasında, kongre merkezi önünde İsrail ile ticaretin kesilmesi tarafında slogan atan başka 5 kişiyle eş güdümlü toplam 9 bireyin gözaltına alınmasına yol açtı. Bu hal, Türkiye’deki ifade özgürlüğü ve demokrasi münakaşalarını tekrar gündeme getirdi. Gözaltına alınan 9 bireyin tutuklanması, hükümete yönelik sert eleştirileri de yanında getirdi. İleriye Dönük Perspektifler ve Tepkiler Tartışmalar devam ederken, siyasetçiler, bu tür protestolara karşı oluşturulan tutuklamaların, demokratik hakların yok sayılması manasına yaklaştığını belirtiyor. Pek çok kesim, protesto hakkının anayasal bir hak bulunduğu ve bu tür eylemlerin hukuka aykırı olarak engellenmesinin Türkiye’nin demokratik yapısını tehdit ettiğini savunuyor. Protestoların sonrasında, toplumsal ve siyasal bir çözüm amacıyla yeni adımların atılması gerektiği tarafında çağrılar yapılıyor.